7 Ağustos 2017 Pazartesi

Shopping King Louis Yorum ve Replikler

Sevdiği kızın kendisine verdiği ilk bozuk parayı saklayan bir adam düşünün... 

Dizinin konusu için hemen şuraya bakabilirsiniz.

Detaylardan önce,
>Güzel, çerezlik bir diziydi. İzlemeye değer yani. İzlemek isterseniz izleyin, seversiniz.
>Dizi gayet iyi başlayıp iyi de ilerledi fakat bir yerden sonra tıkandı, devam ettiremediler diziyi.
>Sırf Seo In Guk için başlamıştım diziye. İyi ki başlamışım, söylemiştim namcayı Love Rain Ve Master's Sun'dan biliyorum. Fakat bu iki dizide de çok ön planda değildi kendileri. Ama Shopping King Louis'de tek başına aldı götürdü diziyi! Dur diyene aşk olsun.
>Nam Ji Hyun'da iyi iş çıkarmış ama Seo'nun yanında sönük kalmış haliyle.
>Secret Garden'ın Oska'sı Yoon Sang Hyun'un Shopping King Louis teklifini kabul etmesine anlam veremedim. Ona böyle 2. erkek halleri yakışmamış çok.
>Kötü karakterlere kötü denilemezdi. Ma Ri bile ilk birkaç bölüm hariç şeker bir karakterdi.
>Sosyal statü farkının hiç bahsedilmemesi güzeldi. Sonlara doğru Louis'in biyükannesinin ikilinin ilişkisine izin vermeyeceğini düşünmüştüm.
>Dizideki animasyonlar hoştu. Bunun gibi;

Ya da bunun gibi. 
 

>Louis'in biyükannesini ve onun Louis'e sürekli "My precious" yani kıymetlim demesini çok minnoş buldum. 
>Bok Sil'in kaldığı mahallenin görünüşünü sevdim. Öyle bir yerde kalmak güzel olurdu bence. 

>Çeviri için Laktikasit'e teşekkürler. 

Uyarı: Buradan sonrası spoiler içerir!

Okurken dinlersiniz diye sevdiğim OST'ları bırakıyorum şuraya.












>Dizinin başından sonuna kadar Louis'in dilinden düşürmediği şu "Güven bana." cümlesi ile başlayacağım. Zira Louis Bok Sil'e habire bunu söylüyordu. Üstelik söylediklerini yapacak belli bir dayanağı olmadığı halde!

>Bok Sil'in neden hep Louis'e güvendiğini düşünürken finalde bunun cevabını da vermiş oldu. Bence çok güzel bir cevaptı. 

>Bok Sil'in de daima arkasında durduğu bu söz çok anlamlı. Güzel bir detaydı. 
 



>Louis çok tatlıydı! Mimiklerini görünce insanın oraya gidip yanaklarını sıkası geliyordu be. Çok sevdiğim bir karakter oldu. Bir de ilk seven Bok Sil değilde o olunca daha bir bağladı kendine. Her zaman dizilerde ilk sevenin erkek olmasını tercih ederim çünkü.


>Sadece tatlı değil romantikti de beyimiz. 

  Bunu söyleyenin kız olması gerekmez mi? :D 




Bu 'turuncu gül' olayı da gayet hoştu. 


>Louis ve Bok Sil birbirlerine yakışıyorlardı. Pek şirindiler! Ama Louis Fransa'ya gideceğinde Bok Sil ağlamaktan başka bir şey yapmadı ya ona biraz içerlemiş olabilirim. 


Bu sahne en güzel sahneydi. <3

>Bok Sil'in Louis'in alışveriş yapıp durması karşısında büyük bir sabır göstermesini hayretle izledim. Zira ben onun yerinde olsam Louis'i evden kovardım. Bir yere kadar sabretsem bile tam olarak şu sahnede bendeki ipler kopmuş olurdu. Masum masum bakmasına falan da kanmazdım valla! 


>Bok Sil dizinin başlarında çok çirkindi. Sonradan kendine güzelce çeki düzen vermesine sevindim. Bakınız, sırayla fotoğraf çekimlerinden Bok Sil'in değişimi. 
Burada az gülmedim. :D Sözde iyi bir kuaföre gitmişlerdi. 
 
 

>Kendi deyimiyle Uzun Bacaklı Ahjussi'miz Cha Joong Won'da dizide etkili bir karakter idi. Özellikle genzinden çıkardığı 'ıhım' sesine bittim. Louis ile olan kıskançlık tabanlı diyalogları, finalde Bok Sil gibi ona birşey satmaya çalışan kızdan hoşlanması güzeldi. 

Kendisini övmeyi seven,  

    İradesine hakim olamayan, 
 Burayı da böyle bir caps yapayım dedim. :D

Yeri geldiğinde olgun olmayı da bilen biriydi. 

Secret Garden'a yapılan bu gönderme hoş bir detaydı. 


>Bir de Kahya Kim ile Busanlı Balta Kahya Heo çifti vardı ki pek güzel bir çiftti.        


Bunların dışında:
>Louis'in Bok Sil'i ilk kez TV'de görüp mucizevi bir şekilde etkilenmesi, 2. hafıza kaybı numarasında Bok Sil ile tanışmalarını yeniden canlandırmayı amaçlaması, katilin giydiği ayakkabı hakkında ipucu vermesi ve katilin bu sayede yakalanması, Bok Sil'in de ilk başlarda Louis'i yanından ayırmaması ve onu koruması güzeldi. 
>İkisi Bok Nam'ın öldüğünü öğrendikten sonra ağladılar ya ona az üzülmedim. Seo ile Nam duyguyu iyi yansıtmışlardı. Sonradan Bok Nam'ın aslında ölmediğinin ortaya çıkması beklenmedikti. Senarist iyi tersköşe yaptı. 
>Finalde kaçırılma olayı olmasaydı iyiydi. 
>İkilinin küçükken karşılaşmış olmaları da gereksizdi. Herhalde senarist artık bir şey bulamadığından böyle bir olay yazmış. 
>Evlenseler güzel olurdu. O kadar lafı geçmişken hemde. Ama yinede güzel bir finaldi. 
>Birde polis memurumuzu bırakıyorum buraya. Zira bana pek sempatik geldi. 

*Bunlar da diziden ekran fotoğrafını çektiğim güzel manzaralar. Sizin için bırakıyorum buraya. 

 



Diğer replikler 
*1*
 Bu gerçek midir sizce? 

*2*
 

*3*
 

*4*
 
Kleopatra Ahjumma'ya katılıyorum! :D


Evet, artık söz sizde. 

Hoşçakalın... 




                                                    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder